22 Aralık 2012 Cumartesi

Şeker (03.04.2007)

Düldül o bölgenin en gösterişli  atıydı.. Ama kötü bir özelliği vardı; tren düdüğünden çok ürküyordu. Bu yüzden defalarca sahibini üstünden atmış, bi araba da sopa yemişti her seferinde…

Her tren düdüğü duyduğunda daha fazla ürkekleşiyordu, korkuyordu; düdük sesinden ilave olarak da yiyeceği dayaktan..
Sonunda sahibi Düldül’ü çok az bir bedelle satıı..

Yeni sahibi at kalbinden anlıyordu, cebine biraz şeker koyup Düldül’ü tren istasyonuna götürdü, her tren düdüğü çaldığında onu okşuyor, güzel sözler söylüyordu, ayrıca cebinden çıkardığı şekerden yediriyordu.

Birkaç trenden sonra at rahatlamıştı, dayak yoktu artık, şeker vardı..

Artık tren geçse de şeker yesem diye tren yolu bekler oldu, rahatladı, sakinledi.

Nabza gore şerbet verilince ne güzel sonuçlar elde edilebiliyormuş… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder